Küresel rekabetin yeni durağı 'AFRİKA'! ÇİN ile ABD Afrika'da ne planlıyor?

Küresel rekabetin yeni durağı 'AFRİKA'! ÇİN ile ABD Afrika'da ne planlıyor?

21.Yüzyılda küresel rekabetin yeni durağı Afrika Kıtası'nda yer alan zenginlikler oldu. ABD ve Çin'in Afrika'da rekabet içerisinde olma nedeni nedir? Çin ve ABD Afrika'da ne planlıyor? Haberin bütün ayrıntıları gursesgazetesi.com'da...

21.Yüzyılda küresel rekabetin yeni durağı Afrika Kıtası'nda yer alan zenginlikler oldu. ABD ve Çin'in Afrika'da rekabet içerisinde olma nedeni nedir? Çin ve ABD Afrika'da ne planlıyor?

afrikaa.jpg

Afrika Kıtası'nın en büyük vazgeçilmez özelliği Birleşmiş Milletler'de 54 üyesi bulunmasıdır. Birleşmiş Milletler'de yer alan 54 Afrika ülkesinin varlığı demek istenilen politikaların kabul olmasında büyük oranda pay sahibi olmasıdır. Asya kıtasından sonra en büyük yüz ölçümüne ve nüfusuna sahip olma niteliği taşıyor. Afrika'nın bir farklı potansiyeli de sahip olduğu doğal kaynakları ve madenleridir. Kıta, enerji bakımından zengindir. Petrol, doğal gaz, platin, altın, magnezyum ve uranyum gibi küresel aktörlerin vazgeçilmez maden ve kaynaklarına sahiptir. Kıta ülkelerinde insanların ticari meta olarak kullanılması da ayrı bir dramdır. Ne yazık ki kıta da yer alan insanların güçlü fizik yapısı, tarım ve hayvancılık bilgileri kendilerini yüz yıllardır 'köle' olarak kullanılmalarına sebebiyet vermiştir. 1800'lü yıllarda Avrupa'nın önde gelen ülkeleri İngiltere, Fransa, Hollanda, Danimarka, İspanya, Portekiz ve Almanya gibi aktörlerin Afrika-Kuzey Amerika ve Avrupa arasında oluşturdukları 'Transatlantik' ağı sayesinde Afrikalıların insan gücü özelliğinden oldukça fazla yararlanılmıştır. Aynı zamanda Afrika'nın yüz yıllardır sömürgeci güçler tarafından talan edilmesinin altında yatan en önemli ikinci faktör sahip oldukları zengin maden yataklarıdır. Bu iki etken sebebiyle kıtaya gelen kaşif Portekizlilerin 15.yüzyılda keşifleri sonucunun ardından, 16.yüzyılda sömürgecilik faaliyetleri fiili olarak başladı. Ekonomik ve siyasi bütünlüğünü tamamlayan Avrupalı devletlerin keşifler sonrası ilk durağı tehlike anında kendini müdafaa edemeyen Afrika oldu. İkinci Dünya Savaşı'nın bitimine kadar ki süreçte yaklaşık 400 yıl kıta belirli ülkeler tarafından işgal, soykırım, yok edilme ve zorla çalıştırma gibi insan haklarına uygunsuz davranışlarda bulunuldu.

ÇİN-ABD Rekabeti!

abd-cin-2.jpg

Afrika'da ABD'nin etkinliği İkinci Dünya Savaşı sonrası başladı. Savaştan bitkin çıkan Avrupalı sömürgeciler ABD'ye ganimet olarak Afrika'nın anahtarını verdiler. Amerika, Avrupalı güçler gibi kolonyal geçmişe sahip olmadı ve hiçbir zaman doğrudan sömürgecilik faaliyetleri yürütmedi. İlişkiler genellikle askeri, istihbarat, kalkınma, ticaret ve doğal kaynakların transferi üzerine gelişti. Soğuk Savaş yıllarında bu durum kendini siyasi şekillenme dönemine bıraktı.

Çin'in kıtada varlığı 1950'li yıllara dayanmaktadır. İkinci Dünya Savaşı sonrası Afrika ülkelerinde artan milliyetçilik akımı sonrası de-kolonizasyon sürecinde Çin'in kıta ülkelerine diplomatik ve ekonomik desteği çok farklı boyutlara taşındı. Gelişen ilişkilerin temelleri 1955 Bandung Konferansı ile atıldıktan sonra Afrika ile Çin arasındaki bağ günümüze kadar evrilerek gelişmeye devam etti. Çin'in buradaki hedefi zengin yer altı ve maden kaynaklarına kolay ve ucuz yollu erişim sağlamak. Karşılıklı kazan-kazan politikasını uygulamak. Afrika'nın pazar ve ticaret potansiyelinden yararlanmak. Birleşmiş Milletler'de yer alan 54 ülkenin Çin'e diplomatik ve siyasi destek sağlamak gibi etkenler Çin ile Afrika arasında kurulan bağın ana maddeleri diyebiliriz.

Günümüzde Çin ile ABD arasında Afrika'da meydana gelen rekabetin temel odağı, Kıtada artan Çin etkinliğinden rahatsız olan Amerika ticari savaş yerine, askeri üsler aracılığıyla siyasi rejimleri baskılayarak karşısındaki engeli ortadan kaldırmayı hedefliyor. Fakat yaklaşık 70 yıldır ortada olan karşılıklı ekonomik ve siyasi ilişkileri Amerika'nın bozabilmesi mümkün olmamaktadır. Çin'in ile Afrika'nın ticaret hacmi 200 milyar $ iken, ABD'nin ticaret hacmi 61 milyar $ seviyelerindedir. Aradaki farkın etkisi Çin'in alt yapı, ulaşım yolları, teknolojik ve ticari yatırım, yer altı kaynak ve madenlerin çıkarılması ve güvenlik alanlarında oluşturulan ilişkilerle oluşmaktadır. Çok yönlü stratejinin bozulma ihtimali sadece Çin'in kendi kaderine bağlı bir seçenektir.