Tarihin karanlık örgütlerinin ilham kaynağı olan ve liderleri için kendini feda eden militanlara önek olan Haşhaşilerin yaşadığı Alamut Kalesi ve Hasan Sabbah araştırmacılar için her zaman merak konusu olmuştur.
Haşhaşi nedir?
Haşhaşiler, 1090 yılında İsmaili din adamı Hasan Sabbah tarafından kurulan bir dini tarikat ve siyasi örgüttür. Tarikat, 11.yüzyılda İsmaililik mezhebi esaslarına dayanan Fatımiler devleti içindeki dinsel ayrışma sonucu ortaya çıktı. Kuşatılması ve ele geçirilmesi güç kaleler temelinde örgütlenen Haşhaşin, önemli kişilere yönelik suikastlere dayanan etkili bir strateji geliştirerek Orta Çağ İslam dünyasında önemli ve farklı bir güç olarak ortaya çıktılar. Haşhaşiler, ideolojik açıdan dönemin Sünni siyasi ve dini çevrelerini düşman olarak görmüşlerdir. En çok da Abbasi Halifeliği ve onun koruyucusu olan Büyük Selçuklu Devleti’ni düşman olarak gördüler.
Tarikatın ismi, suikastlere hazırlanırken kendilerinden geçmek için içtikleri haşhaş bitkisinden gelmektedir. Bunun yanında pek çok devlet adamını ve Abbasi soyunu öldürdükleri için batı dilinde suikastçi anlamına gelen assasin kelimesi Haşhaşi kelimesinden gelmektedir. Haşhaşiler, sarp bir kayalığın tepesinde, ulaşılamayan Alamut Kalesi’nde yaşamışlardır.
Hasan Sabbah kimdir?
1124 yılında 90 yaşındayken ölen Hasan Sabbah Alamut yakınlarına gömülmüş ancak mezarı Moğollar tarafından yıkılmıştır.
Alamut Kalesi nerededir?
Alamut Kalesi, kelime anlamı olarak ‘’Kartal Yuvası’’ demektir. Alamut Vadisi’yle Talekan Nehri’nin birleştiği yerde, Kazvin’in kuzeydoğusunda yer alan Alamut, yüksekliği 2 bin metreyi aşan kayalar üzerine inşa edilmiştir. İran sınırları içerisinde yer alan Alamut Kalesi, Deylem bölgesinde Alamut Vadisi ile Talekan Nehri’nin birleştiği yerde bulunmaktadır.
Deylem bölgesinde yer alan Alamut Kalesi, Deylemli hükümdarlardan biri tarafından kurulmuştur. Kuruluş tarihi net olarak bilinmemekle birlikte 805 yılında inşa edildiği düşünülmektedir. dönem içerisinde birçok kez yeniden imar edilmiştir.
Günümüze küçük kalıntıları ulaşan Alamut Kalesi, ününü Hasan Sabbah’a borçludur. Sabbah ve fedaileri, kaleyi ele geçirdikten sonra bölgeyi Batıniliği’n ve teşkilatın merkezi olarak kullanmışlardır. Fedailerin hayatları bu kalede geçmekle beraber, kalenin içine kurulan cennet bahçelerinde öldürmek ve ölmek için yetiştirildikleri söylenmektedir. Hasan Sabbah Alamut Kalesini ele geçirmiş ve ölümüne kadar burada kalmıştır.